28 Ağustos 2011 Pazar

Elleri Kırılan Suriyeli Karikatürist Ali Ferzat



Suriye'li tanınmış karikatürist Ali Ferzat,maskeli bazı adamlar tarafından zorla kaçrılarak bir araca bindirildi."Bir daha çizemesin diye" elleri kırıldı ve feci derecede dövüldü.Maskeli adamların Beşir Esat'ın adamları olduğu herkesin malumuydu.Bu şekilde dövülmesinin nedeni internet sitesinde yayımladığı yukarıdaki karikatürü idi.İsyancıların elinden kaçan Kaddafi'ye Beşir Esat otostop çekiyordu bu karikatürde.Suriye yasalarına göre Devlet Başkanının karikatürünü çizmek yasaktı.Ali Ferzat bu yasağı dinlemeyince gerekeni yapmışlardı.Yalnız kimliklerini gizlemeleri son derece anlamlıydı.Yakında Esat rejiminin yıkılacağını ve kendilerinden hesap sorulacağını biliyorlardı.

Ülkemizin  pek yaman solcuları, Libya ve Suriye'de olanların emperyalist oyunlar olduğuna ve Esad ve Kaddafi önderliğinde verilen devrimci ve ilerici güçlerin mücadelesinin insan hakları kisvesi altında kirletildiğine inanıyordu  ciddi ciddi. Nato ve öteki emperyalist güçler bu işe karışıyor ya.Böyle olunca bizim  "kerameti kendinden menkul ve hikmetinden sual olmayan solcular",hemen bir takım şablonlar oluşturmaya başladılar.Esat direnen halkların halkların kalesi,direnişçiler de satılmış hainler.İlginç olan şeyse Esat'ın kafasındaki ile bu "sol" fikirlerin birebir örtüşmesi.Oysa o emperyalist güçlerin bu işe bulaşmasında bizzat rol olnayan Esat'ın, Kaddafi'nin kendisi.Adam gibi çekilmediler,özgür seçimleri vaad etmediler,bunun yerine statükoyu sürdürmek için canavarlıkta sınır tanımaz hale geldiler..Eh böyle olunca emperyalist güçler "insani" neden bulmakta zorlanmadılar.

Direnişiler emperyalistlerden yardım istedi diye ne diye satılmış hainler olsunlar ki? "Gelmeyin,Esat bizi paşa keyfi nasıl istiyorsa öyle boğazlasın" mı diyeceklerdi?"Peki bu anlı şanlı solcularımız gidecekler miydi yardıma direnişçiler kendilerinden yardım istese idi.Gitmezler çünkü onlar safça "alevicilik" oynuyorlar.Esat sonrası muhtemelen sünnilerin çoğunlukta olduğu bir yapı oluşacak,çoğu sözde solcunun hazmedemediği şey bu.Oysa bu devrimci hareketlerin, Batı ittifakı ve İsrail köpeği de dahil,uzun zamanla olsa da emperyalizmi alt etme ihtimali var.Bu ihtimal var çünkü "Arap Baharı",bu tabandan gelen ve bizim anlamakta zorlanacağımız kadar köklü ve derin bir uyanışın işaret fişeği.Velhasıl orada bizim mercimek kafalı solcuların anlayamadığı kadar köklü ve derin bir toplumsal dönüşümün gerçekleşmekte olduğunu düşünüyorum...

Bizim külyatmaz solculardan TKP'liler  İndepedent gazetesini kaynak göstererek Libya direnişini yabancıların çıkardığı ternesini yumurtladılar..Ulan sanki tek bir ülkede oluyor bu.Salgın gibi her yere sıçrıyor işte..Türkiye bile nasibini alacak bu rüzgardan zamanı gelince.Bunu fırsat bilen batılı güçler de balıklama atlıyorlar rüzgarın yönünü kendi çıkarlarına çevirmek için.Ortada bir otorite boşluğu ve kaos varken,onların  seyirci kalmalarını beklemek saçmalıktı.Sözde insani  gerekçelerle müdahalede bulundular,ama o diktatörlerin öz halkına ihanet eden tavırları,batılı emperyalistlerin insani gerekçe  kılıfı için de yeterince neden oluşturdu.Ancak arap baharında son derece derin ve köklü bir toplumsal dönüşümün emarelerini sezmemek mümkün değil.Nasıl ki bundan sonra babadan oğula geçen saltanat sürücüleri bu halkları çekip çeviremeyecekse,inanıyorum batı emperyalizminin sadık köpeği de olmak istemeyecekler.Arap baharının gezegenimize getirdiği değişimi kavrayabilmek için daha zaman gerekli,daha beklemek gerekli..

2 yorum:

Bak Bu Harika dedi ki...

Herşeyi zamana bırakmış durumdayız zaten.

Görüşmek üzere
www.bakbuharika.blogspot.com
http://www.facebook.com/harikadekorasyon

hakan ipek dedi ki...

Yav he he :) Aradan 7 sene geçmiş şimdi ne düşünüyorsun sayın blog yazarı? Neymiş? Mercimek kafalı Türkiye solcuları Suriye'deki Arap baharındaki dünyayı değiştirme potansiyelinş asla kavrayamazmış. Bu bir devrimmiş! Bu öyle bir devrimmiş ki 'mercimek kafalı solcuların' düşünce kalıplarını paramparça edecek, hem de bu rüzgarı kendi çıkarlarına uydurmayı düşünen emperyalist güçlerin kof hayallerini darmadağın edecek enerjiyi de beraberinde getiriyormuş! Gördün mü ebeninkini sayın blog yazarı? Esad'a karşı sözde devrimden ne çıktı? Pandoranın kutusu açıldı, çıka çıka Işid çıktı! Nasıl devrimciyse bunlar, binlerce yıllık antik Palmire kentini havan mermilerle paramparça ettiler;Ezidi kadınları zincirleyip esir pazarlarında iğrenç cihatçılara sattılar;kürtlerin, alevlerin kafasını kameralar eşliğinde kılıçla uçurdular;esir aldıkları Türk askerini işgalci Türk ordusuna ibret olsun diye mazot döküp cayır cayır yaktılar! Suriyeli, Iraklı tüyü bitmemiş yetimin petrolünü çaldılar, hurması o, zeytinini gaspettiler, köylünün kışlık azığını haraca bağladılar. Ne menem bir antiemperyalisttir ki bunlar, Cıa'nın kamplarında eğitim alıp Libyadan çaldıkları silahlarla Suriye'yi Irak'ı kan gölüne çevirdiler.Ne menem devrimcidir ki bunlar, İslamiyet diye en barbar bedevi geleneklerini çağdaş eğitimin kırıntıları üzerinden silindirle geçip kan ve kemik yığınları üzerinde hakim kılmak istediler...

Bu nasıl devrimdir sayın blog yazarı?.. Senin gibi liberalizmin, küreselleşmeci lafazanlığın, ılımlı İslam safsatalarının etkisinde uyuşmuş yazar müsvetteleri, bu hain Büyük Ortadoğu Projesinin sırıtkan konu mankenliğini yapmasalardı, bu islamcı faşizm ortadoğuya güle oynaya jandarmalık yapamazdı. Siz, yetmez ama evetçiler bu faşizan kabusun hem Ortadoğuya hem zavallı ülkemize çöreklenmesinde azımsanmayacak pay sahibi oldunuz. Hem Suruçda, hem Ankarada Işidli faşist barbarlar insanlarla birlikte gelecek umudumuzu paramparça ederken marifetiniz üzerine imza atsaydınız. Bu kadar sayıp dökmeye bile fazlasınız.Hoşçakalmayın!...