6 Ekim 2009 Salı

ENTERESAN BİR DÜŞ

240Õ320_093

Sevgi dediğimiz şey nedir ki?Yakınlarımızın gerçek ihtiyaçlarına cevap vermekte zorlandığımızda,sığındığımız bahanedir sevgi.Başlarız şirin görünmeye,vesveseli gösterilere,sıkmaya mıncıklamaya..Asıl gerçeği,yani sevdiğimiz kişinin ihtiyaçlarını karşılamakta yetersiz kaldığımızda,"ama"deriz"ben seni seviyorum."Bir bahanedir,bir özürdür,üç maymunu oynamaktır çoğu zaman sevgi..

Oğlum şimdi annesinin yanında ,4 saat ötedeki bir şehirde,teyzesinin yanında..Bir kaç gün sonra dönecekler.Annesi haberlerini veriyor telefonda:"Oğlumuz" diyor,"burada çok uslu.Herkesin takdirini kazandı."
Benim haşarı oğlumun uzaklarda neden huy değiştirdiğine kafa yoruyorum.Devam ediyor Annesi"Eniştesi sabah giderken Baba!Baba! diyerek ağlıyor arkasından..."
  Huy değişikliğinin nedenini anlıyorum.Nedeni benim yokluğum.Nedeni yabancı bir ortamda olduğununfarkında olması.Onun buradaki,yani evimizdeki afacanlıklarının bizimle,yani,annesi ve benimle bir çeşit iletişim kurma çabası büyük olasılıkla.Haşarılıkları ile ilgiyi üzerine toplamak...Oysa orada,yeni bir duruma uyum sağlamaya çalışıyor.Babasının yokluğu ve evinden uzakta olması.Annesinin varlığına rağmen yalnızlık çekmesi.Çünkü doğduğundan beri hiç ayrılmadığı için annesinden muhtemelen onu,kendinin bir parçası imiş gibi algılıyordur.Sonra yeni duruma uyum sağlama çabasından olsa gerek,benim yokluğumu en yakın erkeğe baba rolü vererek ikame etmeye çalışıyor.
   Gece düşümde gördüm onu.Eve dönmüşlerdi ve beni hiç tanımıyormuş gibi davranıyordu.Beni hayatından çıkarmış mıydı.Yanıma gelmiyordu.Ona öfkeleniyor,hayırsız evlat muamelesi yapıyordum,ama yine de yaklaşmıyordu yanıma.Sonra birden bire,acı içinde hissettim kendimi ve bu duruma son vermek için,ona sevgi gösterilerinde bulunup yaltaklanmaya başladım.O sırada uyandım.Bir süre rüya ile gerçek dünya arasındaki boşlukta kalakaldım.
  Onu çok seviyorum,çok düşkünüm ona..Sevgimi de hiç esirgemiyorum ondan,ama o sevgiden fazlasını talep ediyor.Onunla daha çok vakit geçirmemi,onunla sürekli orataklaşa bir dünyada yaşamamızı talep ediyor.Fakat aslında bazen ne kadar güç bir şeydir,sıkılgan,yorgun ve bezgin halimden sıyrılıp,çocukça duygularımı kuşanıp,sanki aramızda on yıllar yokmuş gibi onunla empati alışverişine girmek!..Oyuncaklar alıyorum,sevincinden kendime sevinç yapıyorum,ama farkındayım,o benden oyuncak değil,hatta sevgi bile değil,ilgi bile değil,onunla vakit geçirmemi talep ediyor.Çoğu zaman beni taklit ederek bana ayak uydurmaya çalışmasından anlıyorum ki,ne paylaşırsam paylaşayım,yeter ki birşey paylaşayım istiyor o..
   Çocuk sevgi falan değil paylaşım istiyor.Zaten sevgi dediğimiz şey nedir ki?Yakınlarımızın gerçek ihtiyaçlarına cevap vermekte zorlandığımızda,sığındığımız bahanedir sevgi.Başlarız şirin görünmeye,vesveseli gösterilere,sıkmaya mıncıklamaya..Asıl gerçeği,yani sevdiğimiz kişinin ihtiyaçlarını karşılamakta yetersiz kaldığımızda,"ama"deriz"ben seni seviyorum."Bir bahanedir,bir özürdür,üç maymunu oynamaktır çoğu zaman sevgi..
   Bağışla beni,seninle her zaman alakadar olmadığım için yavrum.Bizim ana babamız da yeterli değildi,biz de değiliz.Hayatın dişlileri çarklıları arasında öğütülmüş ruhumuzun çocuk olması,bütün o maskelerden sıyrılması,henüz konuşmayı beceremeyen bir varlıkla empatiye dayalı bir ilişki moduna girmesi..İleride çocuğun olduğunda göreceksin,mükemmel ebeveyn olmak ne kadar zor...Ama ben seviyorum seni yavrum,önemli olan da bu değil mi?

2 yorum:

hakan ipek dedi ki...

sen dünyanın en tatlı babası ve de en değerli eşisin biz de seni çok seviyoruz...oğlum çok sanslı senin gibi mükemmel bir babaya sahip olduğu için iyi ki varsın canım...ALLAH SENİ BAŞIMIZDAN EKSİK ETMESİN...

hakan ipek dedi ki...

evet eşim benim kullanıcı hesdabımla yazmıştı ilk yorumu:)Bu yorumu görenler de benim yazdığımı sanmışıtr:))Oğlum şimdi dördüne girmiş durumda ve yine uzaklarda..Ama hiç değilse konuşuyor artık,hiç değilse telefonda konuşabiliyoruz