fotoğraftaki çocuk oğlum Berk;in geçen yıl çektiğimiz bir fotoğrafı Soğuk karlı bir yılbaşı gecesi hiç aklımdan çıkmıyor.Ellerim cebimde yürüyorum Kızılay’da.Soğukta örtülemeyen,yatıştırılması mümkün olmayan,avuntu bulamayan huzursuz bir bebek inleyip duruyordu içimde.Çünkü o yılbaşında yalnız kalmıştım.Ne arkadaşım,ne dostum,ne sevgilim ne de gidebileceğim bir yer vardı. Yeni yıl yaklaşıyor.İki hafta bile kalmadı.Kaç yaşıma giriyorum.Yaşımı sormayın artık.40’lı yaşlardayım.Söyleyebileceğim tek şey bu. Bütün sorunları ile bir yıl daha bizi bekliyor.İlkokul kitaplarında yeni yıl hep minik sevimli bir bebek olarak sembolize edilirdi.Henüz yeni yürümeye başladığı yolda,artık uzun sakallı bir dede haline gelmiş olan eski yılla vedalaşırdı.Bir yıl içinde geçireceği sonderece dramatik değişimle aynı sahne içinde yer alırdı.Yıl sonunda o da yaşlı bir dedeye dönüşecekti.Zamanı algılayış tarzımıza bu sembolik resim katkı yapmıştır muhakkak.Bütün eskimişliğimize rağmen yeni...