1 Aralık 2010 Çarşamba

PINAR SELEK VE HIRANT DİNK NEYİN RESMİDİR?



Pınar Selek bizim resmimiz.Egemenlerin istediği gibi düşünüp yaşamayı reddettiğimiz sürece can ve hukuki güvenliğimiz olamayacağını apaçık gösteren bir resim.


Hrant Dink neyin resmiydi?Bir kalleş kurşunla ensesinden vurulup upuzun yatarken ayakkabılarından birinin tabanındaki delik,onun resmini bir siyasi cinayet olmanın bile ötesinde anlam dünyasına taşıdı.O artık hepimize ait bir resimdi.Hayatımız boyunca bu toplumda itilip kakılmışlığımızın,zulüm görmüşlüğümüzün,acı çekmişliğimizin resmi..Onurlu bir hayat uğruna ödemek zorunda olduğumuz ağır bedelin resmi.Hrant Dink’in katledilmesi sonrası ard arda patlak veren skandallar,bu ülkenin ezilen insanlarının ense kökünde ardı ardına patlayan kalleş kurşunlar değil miydi.Cinayetin mafyalaşmış bir devlet yapılanmasına ait bir komplo olduğunu gösteren bulgular,katillerin devletin güvenlik güçleri tarafından gördüğü kahraman muamelesi,delillerin örtbas edilmesine yönelik gayretkeşlik,Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine “savunma “ diye sunulan yüz kızartıcı belge,bütün suçun üç tane ahmak gencin sırtına yıkılıp asıl suçluların elini kolunu sallayarak dolaşması…”

Öldürülmesinden önce Hrant Dink’i mahkum eden o mahkeme kararı, Hrant Dink'in katledilmiş görüntüne ait resimden daha az kahredici bir şey değildi bana göre.Hrant Dink’i asla kastetmediği nedenlerle mahkum eden o ahmaklık,körlük ve belki de hainlik,bu ülkede sistemin parçası olmayı reddettiğimiz sürece asla hukuki güvenliğimizin olamayacağına dair bir ibret belgesi değil miydi?Bunlar değil miydi tek bir ses olup “hepimiz Ermeniyiz,hepimiz Hrant’ız" nidalarının daha güçlü çıkmasının nedeni?

Ya Pınar Selek neyin resmidir?Yargıtay Ceza Genek Kurulunun en son kararına göre o “hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde” PKK’lı bir bombacı teröristtir.Ama bu karara varırken dayandıkları deliller,kuşkuya yer bırakmayacak kadar şüpheli!..İşkence zoruyla alınan ifadeler,kaynağı müphem telefon dinlemeleri,bir polis raporu “parmak izi bulunamadı” derken,sonradan yapılan aramada bulunan sözde bombalar,sözde Pınar Selek’e ait parmak izleri..Üstelik Mısır çarşısında bombanın patlayıp patlamadığı bile belli değil.11 bilirkişi raporundan yalnızca üçü “bombadır” diyor;üstelik Selek’in mahkumiyetine dayanak olan bilirkişi raporu için adli tıp uzmanı kimi profesörler bu raporun düpedüz “bilimdışı” olduğunu söylüyorlar.

Pınar Selek’i tanıyan,düşüncelerini ve mücadelesini bilen aydın kişiler onun nasıl bir savaş ve şiddet karşıtı bir bilim insanı olduğunu anlata anlata bitiremiyorlar,Selek gibi birinin bombacı olamayacağına dair yemin billah ediyorlar..(Yargıtay üyeleri bu aydınların da PKK’lı olduğunu ilan etselerdi ,hiç şaşırmazdım!)

Yargıtay’ın Selek’i melek görünen bir bir şeytan olduğu kararına inandık diyelim.Peki o komplolar kuran,işkenceler yapan,mesela Hrant Dink’in katline bile isteye göz yuman ,belki de bunu tezgahlayan devlet görevlilerinin şeytan olmadıklarına,Selek’in korkunç bir komplonun kurbanı olamayacağına nasıl inanacağız?Selek’in bilimsel amaçlarla PKK’yı araştırmasının mafyalaşmış bir devlet yapılanması için affedilmez bir hata olarak görülmediğine?Yargıtay’ın yanılmayacağına,kül yutmayacağına nasıl inanacağız?..Hrant Dink’i kastetmediği şeyler nedeniyle mahkum edip katledilmesine giden yola kırmızı halılar döşeyen Yargıtay’ın Selek davasında da yanılmamış olabileceğine nasıl inanacağız?...

Diyelim ki Pınar Selek gerçekten de bombacı.Peki bu delillerle onu mahkum etmek mümkün mü?Ceza yargılamasında hukuk dışı elde edilmiş delillerle mahkumiyet verilemeyeceğine dair temel bir ilke olmasına rağmen,bu delillerle onu mahkum etmek?..Buna “yargısız infaz değildir,yargılama yapılmıştır” diyebilmek?...

Pınar Selek bizim resmimiz.Egemenlerin istediği gibi düşünüp yaşamayı reddettiğimiz sürece can ve hukuki güvenliğimiz olamayacağını apaçık gösteren bir resim.