22 Mart 2010 Pazartesi

AĞLA SEVGİLİ YURDUM

Bizdeki medya şehit cenaze törenlerinin sunumunu neden hep aynı kalıp ve klişelerle yapıyor?Şehit ailelerinin ve yakınlarının acılarını paylaşmak ve bu acıları topluma maletmek gibi masum görünen amaçlar için mi bu çeşit bir törensellik havasında sunuluyor cenaze haberleri?Yoksa bunda bir art niyet mi aramak lazım?

 

 

Abstract Wallpapers (64)

Dailymotion adlı video sitesinde gördüm bu klibi ilk.Tümüyle ‘yabancı bir dille’ konuşulan,altyazı  bile konulmamış bu video klibi,bir kez daha,bir kez daha izledim.Konuşmalar vardı,kürsüden yapılan konuşmalar,Türkçe olmayan bu konuşmaların içeriğini tahmin etmek hiç de zor değildi.Yine de zihnim bu olasılığı reddediyor,onların olası anlamları üzerine düşünmek istemiyordu.Yabancı bir dildi,ama Türkiye’de çokça sahnelenen bazı törenlerin tıpkı basımı gibiydi.Bir tören yapılıyordu,insanlar acı içinde haykırıp feryat ediyorlar,bazıları kendilerini yerden yere atıyorlardı.Kürsüye gelen konuşmacı,acılı kalabalığın yüreğini dik tutmak için öfkeli,isyankar,ama olabildiğince metanetli bir nutuk çekiyordu.

   Televizyon ekranlarından alışık olduğumuz sahneler gibi.Hatta aynısı!Hani şehit cenaze törenleri var ya,acılı şehit ailelerinin feryat ve gözyaşları eşliğinde öfkeli ve  hamasi konuşmaların yapıldığı;ülkenin bölünmezliği,vatan toprağının kutsallığı üzerine sloganların atıldığı,o şehit cenaze törenlerinin benzeri.Benzeri de laf mı?Tıpkısı!Ancak bu video,bizim anladığımız  anlamda bir şehit cenaze töreni değildi.Yüksekovadan belki de korsan yayın yapan bir yerel televizyon kanalının günlük haberlerinden alınmıştı.PKK’lı militan ya da militanlarının cenaze töreniydi bu..Feryat içinde kendini paralayarak acısını dışa vuran yakınlar,Kürtçe sloganlar atıp belki de intikam yemini eden bir kalabalık,kürsüde kalabalığa hitap eden muhtemelen  ölenin ‘dava arkadaşları’ve PKK bayrakları….Bütün bu sahneler bizim ‘ulusal’ kanallarımızdan alınıp rütuşlanmış ve yeniden seslendirilmiş sanki…Besbelli bizim televizyoncuların peşinde oldukları dramatik etkiyi birebir tutturmak için bu tören ve ritüelleri bolca izleyip numunesini çıkarmışlardı!...

   Videonun çok sayıda benzerini dailymotion,youtube gibi büyük video portallerinden Türkçe kelimelerle dahi aratıp bulmak mümkün.Kim bu insanlar?İşin kolayına kaçıp “bunlar vatan haini” diye sıyırmayacak kadar rahatsız bir vicdan sahibi iseniz soruyorum:Kim bunlar?..Bizim ülkemizin insanları,vatandaşlarımız  değil mi?Dikkat ediniz dağdaki eli silahlı adamlardan değil,kitleden,kalabalıktan bahsediyorum.Bir zamanlar hamasi milliyetçiliğin işi ne kadar kolaydı!...O zamanlar tanım ve sınıflandırmalara bu denli aykırı kitleler değil,eli silahlı vatan hainleri,eşkıyalar,şakiler,Türkiye düşmanlarının maşaları vardı.Ama artık,kitleler var ki,bizim hamasetçileri kolayca şövenizmin kucağına oturtacak kadar kalabalıklar…O bizim eşkıya dediklerimiz için bağıran,çağıran,belki onlar kadar savaşmaya istekli,üstelik ne yazık ki öfkeli…Neden nereye gelmişiz;gör de ağla sevgili yurdum!...

   Nereden nereye gelmişiz bir düşünelim:Onlar  bir avuç eli silahlı hayduttu,şimdi organize kitleler haline gelmişler.(Kan ve gözyaşları ile döşenmiş bir yolda sıradan kalabalıklardan uluslaşmaya gitmek dedikleri böyle bir şey mi yoksa?)Peki ya ‘biz’?Bu yurdun bu tarafındaki ‘bizler ‘nereden nereye gelmişiz?Görünüşe bakılırsa değişen bir şey yok…Barış değil intikam ve ödeşmeyi çok seviyor,hele şehit cenazelerinde törensel bir şekilde ağlaşıp intikam yeminleri etmeye bayılıyoruz!...Ama yine de kendi hesabımıza değişme olmuş..Onlar için ayna olmuşuz!..Öyle ki bizim törenlerimizi kopyalayıp kendi acılarını,öfke ve intikam isteklerini ‘üretiyorlar’. Bizim davranışlarımıza, ‘ayna kadar benzeri ‘ile cevap veriyorlar!...

   Bizdeki medya cenaze törenlerinin sunumunu neden hep aynı kalıp ve klişelerle yapıyor?Şehit ailelerinin ve yakınlarının acılarını paylaşmak ve bu acıları topluma maletmek gibi masum görünen amaçlar için mi bu çeşit bir törensellik havasında sunuluyor cenaze haberleri?Yoksa bunda bir art niyet mi aramak lazım?Belki de öfke ve intikam isteklerini sürekli canlı tutarak barış isteklerini susturmak,çocuklarının genç yaşta ölmesini istemeyenlerin ağzını tıkamak,yıllardır yürütülen düşük yoğunluklu savaş için akıtılan maddi ve manevi kaynakların sorgulanmamasını sağlamak,binlerce faili meçhul cinayetin sorumlusu derin devlet yapılanmasını deşifre etmemek gibi niyetlere hizmet ediyor olmasınlar?..Zaten bu günlerde dile getirilen iddialardan biri de Ortadoğu üzerindeki uyuşturucu ve silah ticaretinden önemli ölçüde nemalanan bir elit medyanın olduğu(belki de onlara medyanın kreması demek daha doğru olur..)

   Türkiyenin en şöven kesimlerinin bile dillerinden düşürmediği bir ‘Kürt Türk kardeşliği’ fantezisi var.(Facebookta “Türk Kürt kardeştir;ayrım yapan kalleştir” adını taşıyan grubu anımsamadan edemedim nedense!...)Hakikaten aramızda böyle bir kardeşlik vardı da bunu PKK’nın bölücü faaliyetleri mi yıkmıştı?Kurtuluş savaşını emperyalistlere karşı biz Türkler,Kürtlerle omuz omuza vererek yaptığımız  gerçekten doğru mu?Öyle ise neden yasaktı yakın zamana değin kürt adını bile ağzına almak?Ne yazık ki, eskiden çok derin kardeşlik bağları ile sımsıkı bağlı olduğumuz söylemi hayal ürünü gibi geliyor bana.Kardeşliğe devasa bir korucu ordusu silahlandırılarak yatırım yapılmaz kanımca..Farzedelim ki,hayal ürünü değil de gerçekti kardeşliğimiz…Bu kardeşlik ülküsünü canlandırıp ayağa kaldırabilirsek bu yurdu bölünmekten kurtarabilir miyiz?Hayal de olsa reel de olsa kardeşlikten başka çıkar yolumuz yok aslında.Kendi yalan dolan aynamızda ironik bir karşıtımızı yaratmak yerine bu kardeşlik fikrine omuz vermekten başka türlü bir “açılım”olabileceğini de boşuna hayal etmeyelim.Hatta belki de bu kardeşlik fikrini ve ülküsünü ulusal bütünlüğümüz
kadar önemli saymak gibi bir sorumlulukla yüz yüzeyiz bugün bulunduğumuz noktada…