31 Temmuz 2011 Pazar

Hrant Dink Davası...



Tarihimizin en utanç verici olaylarından biri de Hrant Dink'in katledilmesi idi.Hem bu cinayetin nedeninden dolayı,hem de bu cinayetin sistematik bir şekilde tasarlanp uygulanması nedeniyle.

Cenazesine gidemedim,ama yüreğim"hepimiz Hrant'ız,hepimiz Ermeniyiz!"diye bağıranların yanındaydı.Türk olmamdan utanç duyduğum bir gündü onun katledilişi.Cinayeti işleyenlerin bunu bütün türklüğe maletmek istemesindeki gayretkeşlik nedeniyle utanç duyuyordum.Ayakkabısındaki delik nedeniyle utanç duyuyordum.O delik,bu memleketin barbar/eşkiya muktedirleriyle hiç bir ilişkisi olmadığının açık bir belgesi idi;paraya,güce ve iktidara adanmamış bir gövdenin böyle kanlar içinde yatmasından utanç duyuyordum.Cinayet sonrası kulağımıza gelenler utancımı daha da artırıyordu.Bütün deliller,bunun bir sistematik devlet cinayeti olduğunu gösteriyordu.Tetikçi ve tezgahçılar maşadan başka bir şey değildi.Ama cinayete giden yola kırmızı halı serenler yargılanmaktan muaf gibiydiler.Onlara kimse dokunamıyor,kimsenin gücü yetmiyordu.

Şimdi tetikçi 23 yıl hapis cezası aldı.Tezgahçı da yaşı nedeniyle müebbet alacak.Polis muhbiri olduğu söylenen kişi de.Polis ve istihbaratçılarsa terfi ettiler,daha önemli görevlere getirildiler.Tam da ermeni soykırımı iddialarının yapılış şeklini minimize eden bir şey yok mu bu cinayette?Bir Ermeni tahrik ediyor,birileri ona saldırıp katlediyor.Suçlu var mağdur var...Bir tek şey eksik.Bütün bunların müessibi olan devlet.Ermeni soykırımı iddialarını destekleyen belgelerin olmayışı ya da yetersiz oluşu Devletin"asılsız ermeni iddiaları" argümanına dayanak oluşturuyordu ya. Hrant Dink katliamında her şey gözümüzün önünde olup bittiği halde belge yok deniliyor.Devlet temizdir deniliyor.Oysa her şey gözümüzün önünde oldu.Deliller bile gözümüzün önünde karartıldı....

Hiç yorum yok: