11 Ağustos 2010 Çarşamba

ROBOCOP



Bir çete çatışmasında çete üyeleri tarafından kurşuna dizilerek acımasızca öldürülen polis memuru Alex Murphy'nin bedeni çelikten yapılmış bir robotla birleştirilir ve RoboCop adı verilir. Artık o yarı insan yarı robottur. Şehrin yeni ve güçlü koruyucusu RoboCop, en büyük suçlu Boddicker'le mücadele edecektir.


Robocop filminin özeti kısaca bu.Ahlakın,değerlerin ve kültürün çöktüğü,devlet otoritesinin yok olduğu ve insanlığı mafyaöz çetelerin yönettiği bir distopyada,insanın doğası teknoloji ile sentezlenerek yaratılan “süper insan” sayesinde kapitalist uygarlık yoluna devam ediyor!Tıpkı insan aklı ile doğanın sentezlenmesi neticesinde elde edilen otomobillerle ,doğanın koyduğu sınırlara meydan okuyuşumuz gibi..


Şimdiki otomobiller ne rahat!...Klima,hidrolik direksiyon,otomatik vites,hava yastığı…Uzaklıkları anlamsız kıldığın,doğanın koyduğu sınırlara meydan okuduğun,zamanı hep hanene artı yazacak şekilde kısalttığın,modern yaşamın simgesi vazgeçilmez araç.


Aslında bir yerden bir yere ulaşım içinde değil zevk için kullanır hale gelmek üzereyiz otomobili.Günümüz teknolojileri uzaklıkları doğal bir engel olmaktan tümüyle çıkarmak üzere çünkü.Çok ilginç şeyler duyar olduk.Örneğin İngiltere’de o dev alışveriş merkezlerinin korumasını Hindistanlı firmalar üstleniyormuş.Güvenlik kamerası web üzerinden Hindistan’daki bir güvenlik şirketine bağlıymış.Bu şirketin elemanları,web üzerinden 24 saat aralıksız gözlemliyorlarmış.Ayrıca bu tür firmalar,güvenliğin yanı sıra müşteri hizmetlerini de üstleniyorlarmış;bir müşterinin telefonda sorunlarını çözmeye çalışan görevli,aslında Hindistan’da yaşayan ve belki İngiltere’ye adımını atmamış bir personelmiş büyük olasılıkla.Görevlinin Hint uyruklu olduğu anlaşılmasın diye personele özel diksiyon dersleri veriyorlarmış.


Doğa ve geçmiş zaman düşkünleri dışında teknolojinin imkanlarını bir gurur madalyonu gibi taşıyor günümüz insanı.İyi ama bu kimin rüyasıydı?Bunca yüksek hızlara,bu araçların bu konforuna,bir sürü göz boyayıcı teknolojik oyuncaklara gerçekten ihtiyacımız olduğu için mi onlar yanımızdalar?Ya İngiliz firmalarının güvenlik, halkla ilişkiler gibi hizmetlerini Hintlilerin üstlenmesi mi gerekliydi İngiliz emekçileri dururken?


Teknoloji sayesinde bir Robocop gibi süper varlıklara dönüştüğümüz yalanı,kimin rüyası acaba? Geçmiş yüzyıllardan daha mı mutluyuz acaba bu yüzyılda?Gerçi geçmişte emeğin sömürüsü daha azgın,daha pervasızdı,insanlar daha yoksuldu,daha kolay hastalanıp daha çabuk ölüyorlardı. Ama hala insanoğlu düşlediği hayattan geçmiştekine göre daha uzak.


Şimdiki yaşam tarzımızın, doğamıza geçmiş yüzyıllardan daha uzak olduğuna inanıyorum.Kimse inandıramaz beni,bir şık ve konforlu bir otomobille gidebileceğim en uzak yerlere gitmemin,yaşamam için gerekli olduğuna…

Bazı toplumların teknolojinin bütün nimetlerinden yararlandığı lüks ve refah içinde bir hayat sürerken,başka toplumların yoksulluk,sefalet ve teknolojinin nimetlerinden uzak bir hayat sürmesi değil asıl sorun kanımca.Refah içinde olunsun olunmasın,yarattığımız o kültür,o teknolojiye,modaya,trendlere;o asla ihtiyacımız olmayan çeşit çeşit nesnelere dayalı kültür,asıl yanlış olan şey.Bunun tersine inandıramaz kimse artık bu saatten sonra beni…

Hiç yorum yok: