31 Temmuz 2010 Cumartesi

Elimizden Alınıp Geri Verilen Hayat...


Tetiği çekmişti adam.Bunu yapmıştı!Vurduğu Adamın şaşkınlıktan donmuş hali,acı içinde kıvranışı ve kağıt rengine dönmüş yüzü,yaşamı boyunca aklından çıkmayacak kareler olarak nakşoldu hafızasına.Vurduğu adam bir çuval gibi yığılırken,Pişmanlıkla haykırmak istedi;ama dili ağzı dondu,kalakaldı...

Ölmemesini umut ediyordu.Kurşunun ölümcül bir yara açmamış olmasını diledi.Fakat Adam,yaralama nedeniyle yine de hapse girebileceğini,işinden gücünden olabileceğini,çok sevdiği karısını kaybedebileceğini,henüz konuşmaya başlamış minicik oğlunu belki uzun yıllar göremeyebileceğini biliyordu yaralamış da olsa...

Olabilecek en kötü şey olmuştu.Vurduğu adamı kontrol ettiler..Ölmüştü!Kurşun tam kalbine isabet etmişti.

Oysa öldürdüğü Adamı,sadece bir saat öncesine kadar tanıyordu.Kışkırtılmıştı,üzerine çok gelinmişti,vurulan adam düpedüz belasını arayan bir tipti...Fakat yine de bu kadarına hiç gerek yoktu."Hiç uğruna,hiç uğruna!" diye yankılıyordu bir ses zihninin koridorlarında.

Panik halinde uyandı.Bu bir rüyaydı sadece!Bir süre hızlı hızlı soluk alıp verdikten sonra,karısını uyandırmamaya özen göstererek,sessizce kalktı,gitti mutfağa.Işığı açtı.Dışarısı hala karanlıktı."Neyse ki rüyaymış!"Fakat bu düşünce rahatlatmaya yetmedi onu.O felaket duygusu bir süre daha onunla kalmaya kararlı şekilde hala üstüne çöküyor,çöküyordu...Adam saatin kaç olabileceğini tahmin etmek için elektrik ışığını söndürüp dışarı baktı.Hava henüz aydınlanıyordu.

Bir süre sonra o felaket duygusunun üstünden kalktığını ve kendinden uzaklaştığını hissetti.Sonra yükselen güneşin her şeyi aydınlığa boğması gibi,yaşama sevinci ile dolup taştı adam.Her şeyin yolunda olduğunu,yaşamın eskisi gibi devam ettiğini bilmek,o an için hiç bir şeye değişmeyeceği eşsiz bir duyguydu.

Uyumadan önceki perişan halini hatırladı Adam...Memnuniyetsizliğini,yaşamdan bezginliğini,boş yere ömür sürmüş olduğu duygusunu,adeta kıyamet yaklaşıyormuş gibi bir panik duygusunun kendini esir aldığını,kendini bir türlü yatıştıramadığını...Sonra rüyasını düşündü.Yatmadan önceki haliyle rüyası arasında bir bağlantı kurmaya çalıştı.Belki de rüyası,içinde fazla birikmiş olan stresi atmak için bilinçdışında planlanmış bir refleksti.Adam eskiden beri rüyaların böyle basit bir işlevi olduğuna inanırdı.

Fakat bu kez değil.Rüyanın nedeni sanki, onunla bütün evren arasındaki mistik bir iletişimdi.Sanki yaşamını değiştirmesi için kainatta varolan o gizemli güçler çağrı yapmışlardı ona.Sanki o güçler,bir an için yaşamını elinden almış,sonra da bir armağan gibi vermişlerdi gerisin geri ona.

Ölümden dönmüş bir insan ne yapması gerekiyorsa onu yapacaktı öyleyse.Yaşamını değiştirecekti.Dargınlıklarını sona erdirecek,yeni planlar kurup yeni hedefler belirleyecek,yeni insanlar tanıyıp,yeni dostlar edinecek..Kısacası yeni bir insan olmak için uğraş verecekti...

Hiç yorum yok: