1 Ağustos 2010 Pazar

MUTLULUĞUN TİCARETİ


Mutluluk ticaretini hiç sevmiyorum.Nelerin insana mutluluk getireceğine ilişkin formüllerden,reçetelerden klavuz ve yönergelerden hiç hoşlanmıyorum."İyi misin" sorusuna itarazım yok;ama "mutlu musun?" diye sorulmasından nefret ediyorum.Ne bana,ne başkasına...

Saldırgan biri değilim;ama mutluluk oyunu oynayıp duranları boğasım gelir.Mutluluk sandıkları o şeyi bangır bangır ilan eden o tellalları..Dünyanın en uyumlu ikilisi pozlarına bürünen evli/bekar çiftleri,gülecek birşey olmadığı halde ehlikeyf olduğunu ilan etmek adına sırıtıp duranları,ciyak ciyak heyecan ve zevk gösterisi yapanları,hayattan en iyi nasıl tat alınacağını ballandırıp şekerlendirerek anlatmaya doyamayanları...Boğasım gelir!

Hayır ne dertkoliğim,ne başkasının mutluluğuna tahammülsüzüm,ne de mutluluk karşılaşmayı ummadığım birşey...

Ama bunun ticaretinden,tellalığından,şovundan nefret ediyorum.Para için de olsa,sırf iyilik için de yapılsa mutluluk ticaretinden...

Herşey gibi mutluluk da kısıtlı bir şekilde sunulmuştur insanlık dünyasına..Rezervleri kısıtlı bir madendir .Birinin fazla mutluluğu bir başkasının acısına denk düşer inanın bana...

Birileri sizin rahat ve keyfiniz için fedakarlık etmedikçe mutlu olunamaz,şayet mutluluk insana dışarıdan geliyorsa.Mutluluk sürekli kılınamaz bencilce başkasının payına düşeni de istemedikçe.At gibi koşmadıkça köle ve uşakları,mutluluk arabası kendiliğinden bir santim yol almaz.Üstelik başkasının payına düşen mutluluğu çalmak bile yetmez;başkalarını soyup soğana çeviren en yavuz hırsız bile kendinden bir şeyler çalar mutluluk uğruna...Bencillikle,yalnız kendi keyfini düşünmekle çoğalıp büyür mutluluk zengininin serveti...

Mutluluğun dışarıdan değil,sonsuz ve tükenmez bir kaynak gibi insanın kendi kendinden çıktığı teranelerine de kulak asmayın.Huzur ve mutluluğa ulaşma dervişliği önerenlere.O mistikçilere,meditasyonculara,uzak doğu felsefecilerine de inanmayın.

Nasıl mutlu olur bir insan bencil bir hayat sürmeden,duyarsızlaşmadan,körleşmeden televizyon ve gazete gibi araçlarla en ücre yerlerdeki en büyük ızdıraplardan haber veren böyle bir dünyada?"bencilliğinden arın,terk et tutkularını, mutluluğu yakala" diyorlar ama,bencillik değil midir bunca gözyaşına gömülmüş bir kederli dünyaya dönmek sırtını?Acının sesi işitilmesin diye tıkamak kulakları...

Mutluluk,karşılaşmayı umduğum birşeydir;peşinden koştuğum,kendimi adadığım birşey değil asla.Bilirim ki,onunla karşılaşma şansına eriştiğimde de kalmayacak hep benimle.Çünkü mutluluğu acı ve hicranın uğultusu bir mıknatıs gibi kendine çeker.Kalmaz hep,yatışmış,deva ve huzuruna kavuşmış ruhların yanında.

Şansımız varsa karşılaşırız mutlulukla.Ama ele geçiremeyiz onu,boyunduruk vuramayız ona,hücreye kapatamayız.Yalan söylüyorlar,ona sahip olamayız!

Hiç yorum yok: