19 Eylül 2010 Pazar

ANKARA BENTDERESİNDE BİR KOT PANTOL PAZARLIĞI!...




Hiçbir karikatür hayatın kendisi kadar komik olamaz!..Bir olayı olduğu gibi alıp çizmek bile yetersiz kalıyor oradaki müthiş komediyi izah etmekte:))

Çok yıllar önce idi.Ankara’da oturduğum yıllarda…Herhalde bu keçi sakalı modası yeni çıkmıştı,yani demek istediğim,keçi sakalının ressamlar arasında değil ,gençler arasında yayıldığı yıllar…Ne kadar zaman geçmiş tahmin edin işte!..Bentderesindeki kerhanede dolaşıyorum.Yan yana dizilmiş köhne evlerde müşteri bekleyen kızlar,karılar…Her gittiğim yerde inanılmaz manzaralar,inanılmaz muhabbetler…Ama bir tanesi var ki,işte bu karikatürün konusu olan olay..İnanılmaz,fantastik bişeydi.Bazen yolda giderken ya da otobüsün içinde aklıma geliveriyor,kendimi tutamayıp gülüyorum ve bu nedenle etrafımdakiler beni deli,en iyi ihtimalle garip biri sanıyorlar..(Eh biraz çatlak olduğumu inkar etmedim hiçbir zaman!)İşte bu olaydır karikatürünü çizdiğim.Ama bir karikatür karesine sığdırılması mümkün olmayan,fakat ziyan olmasın diye şimdi anlatacağım muhabbetler,hadiseler cereyan ediyordu.En iyisi mi başından anlayayım…

Her evin önü kalabalıktı.Bu kalabalıkların iki nedeni vardı.Birincisi her nedense adamların bir kısmı,epeyce bir zaman içerideki kızları seyrettikten sonra kararını verip giriyordu.Diğerleri ise züğürtlerdi.Paraları olmadığı için giremiyorlar;yarı çıplak,pilaj ve sahne kıyafeti karışımı garip kılıklı kadınlara bakıp bakıp kendilerini tatmin etmeye çalışıyorlar…Ama evlerden birinin önünde muazzam bir kalabalık vardı.Ne varmış diye merakla baktım.İçeride zayıfça bir kadın var,dışarıdaki kalabalıkla ilgilenmiyor,iştahla sakız çiğneyip elindeki kumanda ile tv kanallarının arasında geziniyor.Kalabalıkta onunla ilgilenenlerin sayısı az.Meğerse içerideki kadını bekliyorlarmış!.Bekleyen adamlardan biri”müthiş..”dedi yanındakine.”İnanılmaz muamelesi var..” Bir başkası “ulan girecem ama bu karı daha yeni aldı bir oğlanı..20 dakika çıkmaz şimdi..” Orta yaşlarda bir adam”Muamelesi iyi,ama çok para istiyor “ dedi.Bir başkası”Ama “dedi “verdiğin paraya değiyor..Birisi”Sen girdin mi ?”diye sordu adama..” Gururla,”Elbet!..Baktım tadına..” dedi Adam.

Epey bekleyecek olsam da bu kadını çok merak etmiştim.Çıkmasını bekledim.
Fazla uzun sürmedi.Bu karikatürdekine benzer bir kadın.Manda gibi kilolu ,yağlı ….Yaşı da kırkbeşten aşağı olmayan…Saçları iğrenç bir sarı renge boyanmış.Hamam kıyafetine benzeyen bir şekilde,parlak bir kumaşla örtmüş mahrem yerlerini.Ama meme uçları fırlamış,”aleykümselam!” diyor cemaate…Ayakkabıları parlak,altın yaldızı renginde.İçeride kendisi ile pazarlık etmeye kalkan bir genç oğlanı iteleye kakalaya dışarı çıkardı.Oğlan da bu karikatürdeki gibi keçi sakallı,sivilceli bir gençti.Öndeki dişlerinden biri dikkat çekecek kadar kocamandı.Oğlanın yüzünde belli ki hiç eksik olmayan çok salakça, sırıtkan bir ifade vardı..”Apla ne olacak ya,gırma bizi şimdik” diye yalvar yakar yaltaklanıyordu kadına.Kadın,nuh diyor peygamber demiyordu:”Olmaz dedim!”.Oğlan ısrar ettikçe sinirlendi:”Bana bak!Olmaz diyorsam olmaz..Sana bi ton sopa attırır öyle yollarım bak..Apla deyip de durma,s…ceğin karıya,iyice deli etme beni..” “Gırma bizi şimdik” diye yaltaklanan oğlana iyice sesini yükseltip,bağırıp çağırmaya başladı..”Ne kırmayacam seni lan?Babamın oğlu musun..Al şu paranı defol git!Bi de emmeli gömmeli muamele istiyon utanmaz!...”Kalabalığa dönüp “Bekleyen varsa gelsin!” “Ben” dedi biri,”Kaç numara?” “Sağdaki oda” dedi..Girdiler içeriye.

Adamlardan biri,hayal kırıklığına uğramış olsa da hala salak salak sırıtan oğlana”Israr etme koçum..”dedi”Olmaz diyosa olmaz işte!” Ben,kompozisyon karışık olmasın diye o kalabalığı çizmedim,ama en soldaki gibi,ağzından sigara düşmeyen,çok ciddi bir şekilde içeri bakan bir adam vardı,bu süper herifi çizmeden edemedim işte.Adam dışarıda sırıtkan oğlanla tartışan kadını,gözünü ayırmaksızın uzun uzun incelemiş,sonra içeri girerken de uzun uzun bakmıştı.Sonra sanki ne düşündüğünü merak ettiğimi anlamış gibi:”eti budu yerinde,ama çok dili uzun bir karı ulan!” dedi kendi kendine.Sanki parasını basıp onbeş yirmi dakika zaman geçirmeyi değil de,evlenmeyi düşünüyormuş gibi!...Bir başkası hak verdi ona.”Güzel garı,güzel!”
İşte böyle…Hiçbir karikatür hayatın kendisi kadar komik olamaz!..Bir olayı olduğu gibi alıp çizmek bile yetersiz kalıyor oradaki müthiş komediyi izah etmekte:))


Daha fazla karikatür için:Karaketörcü adlı blogumu ziyaret ediniz

Hiç yorum yok: